KUR’AN'I KERİM BİLGİLERİ
Osman KESKİNOĞLU
Genel Değerlendirme:
Kur’an’ı
Kerimin nüzulu, yazılması, mushaf halinde toplanması, sure, ayet, kelime ve
hareke sayıları gibi konular inceleniyor.
VAHYİN
BAŞLAMASI
Hz.
Muhammed'e (sav) ilk vahiy Mekke'de ki Hira Mağarasında gelmiştir. İlk vahiy
"İkra" ayetleridir. Vahyi getiren melek ise Cebrail (as) dir. Hz.
Aişe validemizin belirttiğine göre Peygamber Efendimiz altı ay sadık rüyalarla
nübüvvete hazırlanmış daha sonra kendisine yalnızlık sevdirilmiş ve Hira
Mağarasına çekilmiştir. Genel görüşe göre orada Hz. İbrahim (as) 'ın şeriatı
üzere ibadet etmiştir. İlk vahy ile muhatap olan Allah Rasülü hemen titreyerek
eve dönmüş ve Hz. Hatice validemize "Beni örtünüz.." demiştir. O'da
O'nu teselli ederek Haniflerden olan amca oğlu Varaka B. Nevfel ile görüşmesini
sağlamıştır. Varaka O'na kendisine gelenin Hz. Musa'ya gelen Namus-u Ekber
olduğunu ve ileride kavminin kendisine hicrete zorlayacağına haber vermiştir.
Vahiy işaret etmek yazı yazmak, ilham etmek gibi manalara gelir. Vahiy meleği
Cebrail (as)'dır. Hıristiyanlıkta vahiy yoktur. Yahudiler ise Cebrail (as)'a
düşmandırlar. Hz. Peygamberin (sav) vahiy alış şekilleri yani vahyin
mertebeleri altı şekilde olmuştur:
1- Altı ay süren
sadık rüyalar şeklinde gerçekleşmiştir.
2- Uyanıkken
melek görünmeksizin vahyi Peygamberin kalbine ilka buyurması ile gerçekleşir.
3- Melek insan
suretinde temessül etmesi ile gerçekleşir.
(ÖRN..:
Sahabeden Hz. Dıhye suretinde gelmiştir.)
4- Melek çan
sesine benzer bir surette hitap ederdi ki en zor olanı buydu.
5- Cebrail asli
suretinde görülmüştür.
6- Miraçta
olduğu, gibi Allah'tan vahiy vasıtasız olarak almıştır.
Vahiy Peygamber
Efendimize kırk yaşında Ramazan ayında bir pazartesi günü gelmiştir. 24, 27.
veya 17. günü olduğu konusunda ihtilaf vardır. İlk vahiyden sonra bazılarına
göre üç yıl bazılarına göre 2.5 yıl, diğer bir görüşe göre ise 40 gün vahiy
kesilmiştir. Daha sonra Müddessir Süresinin ilk ayetlerinin nazil olmasıyla bu
dönem bitmiştir.
İslama Davet Başlayınca
Kur’an-I Kerim'in Tefsiri Karşısında Müşrikler
İslamın
yükselişine engel olmak isteyen müşrikler ilk önce Hz.Peygamber (sav) Mekke’ye
gelen heyetlerle temastan alıkoymak istemişlerdir. Daha sonra Nadr b. Haris
gibi hikayeciler salarak halkı oyalamak yoluna gitmişler ve "Ruh
nedir?" gibi Yahudi destekli sorular sormuşlardır. Fakat bunların Kur’an
karşısında faydalı olmadığını görünce halkı onu dinlemekten men etmişlerdir.
Fakat halktan çok kendileri gizlice dinlemişlerdir. KUR’AN'ı Kerim'in eşsiz
belagatı karşısında Hz. Ömer ve Hz. Hamza gibi insanların Müslüman olması ve
Müslümanlara yapılan zulümlerin tesirsiz kalması sonucu M. 617-619 tarihleri
arasında Peygamber sülalesine boykot uygulamışlardır. Bu boykotta onlarla alış
verişi, kız alıp vermeyi ve diyaloğu yasaklamışlardır. Müslümanlar bu boykotta
ağaç kabuğu yiyecek kadar zorluk çekmişlerdir. Bu boykottan birkaç yıl sonra
Hz. Hatice ve Ebu Talip vefat etmiştir. Bu yıla Hüzün Yılı denilmiştir. Hüzün
yılından sonra sıkıntılar artınca kurtuluş çaresi olabilir mi diye Taif'e
gidilmiş, oradan da bir sonuç alınamamıştır. Ta ki Mekke'ye hac için gelmiş
olan altı Yesrib'li insanla karşılaşıncaya kadar. Bunlar Müslüman olmuşlar ve
Yesrib'e dönmüşlerdir. Ertesi yıl 12 kişi, daha sonraki yıl ise 72 kişi olarak
Akabe'ye gelmişlerdir. Hz. Peygamber'in içinde bulunduğu sıkıntı ve meşakkatten
dolayı O'nu Yesrib'e davet etmişlerdir. Peygamber Efendimiz onlardan kendisi ve
Müslümanlar hakkında koruyacaklarına dair biat aldıktan sonra bütün Müslümanlar
Allah'ü Teala'nın izni ile Medine’ye hicret etmişlerdir. Bu biat hadisesine
Akabe biatları denir.
MEKKE
VE MEDİNE DEVRİNDE KUR’AN'IN NAZİL OLMASI
KUR’AN'ı
Kerim 23 yılda tedrici olarak nazil olmuştur. Bunun 12 yıl 5 ay 13 günü
Mekke'de 9 yıl 9 ay 9 günü ise Medine'de gerçekleşmiştir. Mekke'de inen
sürelere Mekki, Medine'de inen sürelere ise Medeni süreler denir.
İlk nazil olan
ayet "İKRA" ayeti ilk nazil olan süre "MÜDDESİR" veya
"FATİHA" süresi; son nazil olan süre ise "NASR" süresidir.
KUR’AN'ı Kerim ilk olarak Levh-i Mahfuzdan dünya semasına inmiş, oradan da daha
çok bir sual veya bir hadise sebebi yle tedrici olarak nazil olmuştur.
Mukataat-I Süver
29
sürenin basında geçen 14 harftir. İkisi Medeni 14'ü ise Mekki sürelerde geçer.
Müteşabih olan bu harflerin dikkat çekmek, remiz, şifre, süre isimleri ve Hz.
Peygamber (sav) ile Alahü Teala arasında bir sır olduğunu İslam alimleri
belirtmişlerdir.
Hz. Peygamber'in En Büyük
Mucizesi
KUR’AN'ı
Kerim en büyük mucizedir. KUR’AN'ı Kerim 42 vahiy katibi tarafından
yazılmıştır. En meşhurları Mekke'de Abdullah b. Sa'd Medine'de ise Übey ibni
Kab'dır. KUR’AN ayetleri kağıt, bez, deri parçaları, taş, tuğla, kürek
kemikleri üzerine yazılmıştır. KUR’AN'ı Kerim'in El-kitap, Zikir, Furkan, Hüda
gibi isimleri vardır.
Kur’an'ı Kerim'in Mushaf
Halinde Cem'i
Sahabenin
elinde dağınık halde bulunan KUR’AN ayetleri Hz. Ömer'in ısrarı Hz. Ebu
Bekir'in emriyle Zeyd ibni Sabit tarafından toplanmıştır. KUR’AN'ı Kerim Allah
Rasülü zamanında yazılmış, ezberlenmiş ve tilaveten cem olunmuştur. Ayetler
toplanırken yazılı belge ve iki şahit istenmiş, hafızlardan dinlenmiştir. Hz.
Osman (ra) zamanında Azerbaycan ve Ermenistan fethi sırasında Irak'lı
Müslümanlarla Şam'lı Müslümanlar kıraat farklılığı sebebiyle ihtilaf edince
Huzeyfe b. Yaman imam olacak bir KUR’AN'ı Kerim'in yazılmasını talep etmiştir.
Bu konuda yine Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Zübeyr, Sait b. As, Abdullah b.
Haris'in de içinde bulunduğu 12 kişilik bir heyet Hz. Osman tarafından
görevlendirilmiştir. İstinsah yapılırken Kureyş lügatı esas alınmış ve
çoğaltılan Mushaflar Basra, Küfe, Şam,Mekke, Yemen'e gönderilmiştir.
Sure Ve Ayetlerin Tertibi
Süre
ve ayetler tevkifidir. Yani vahye Müsteniddir Hz. Peygamber zama-nında vahiy
geldikçe ayetler" Bu sürenin şurasına koyun!" diye vahiy katiplerine
bildirilmek suretiyle tertip edilmiştir. Sürelerin isimleri de İhlas, Fatiha
diye O'nun zamanında konulmuştur. Ayet...:Alamet, nişan, ibret manasına gelir.
Mekki, Medeni: Muhkem, mütaşabih diye sınıflandırılır. Süre...: Yüksek makam,
derece, şeref, alamet manasına gelir. 114 süre 30 cüz vardır. Bakara, en uzun;
Kevser ise en kısa süredir. Tuval, miun, mesani ve mufassal olarak 4'e ayrılır.
Mushaf Yazısı Ve Bu Yazının
Gelişmesi
İlk
yazıldığında nokta'sız ve harekesiz olan KUR’AN ayetleri Arap olmayan
insanların Müslüman olmasıyla yanlış okununca Muaviye zamanında Ebul Esved
Eddüeli'ye emredilir. O da üstüne içine ve yanına ve altına nokta koyar. Daha
sonra daire konmuş, harekeler renkli yapılmıştır. Haccac-ı Zalim zamanında
birbirine benzeyen harfler noktalanmış ve Halil b. Ahmet (M. 718-786)
tarafından bugünkü harekeler konulmuştur.
Kıraat İlmi Ve Kurra
Kıraat;
okumak demektir. Kurra; KUR’AN'ı Kerim'i ezberleyen ve başkasına öğretendir.
Hz. Osman (ra), Hz. Ali (ra), Ubey b. Ka'b (ra) sahabeden olan kurralardandır.
Mütevatir olan 7 kıraat vardır. Bunlar İbni Kesir, Nafi, İbni Amir, Ebu Amr,
Hamza, Kisai ve Asım kıraatleridir.
Yedi Harf Üzere Nüzül
Mütevatir
biz hadiste Peygamber Efendimiz "KUR’AN'ı kerim yedi harf üzerine nazil
olmuştur." buyurur. İslam alimleri Harfin manası konusunda iftilaf
etmişlerdir. Fakat lügat manası benimsenmiştir. Kıraat farklılığı kabilelere
aynı manaya gelmek şartıyla kendi lehçelerine göre okumalarına izin
verilmiştir. Bundada esas olan kolaylıktır. KUR’AN'ı kerim'de Farsça, Türkçe,
Yunanca, Habeşçe, Süryanice gibi dillere mensup kelimelerde mevcuttur.
Kur’an İnkarcılara Meydan
Okuyor
Meydan
okuma ilk önce bir KUR’AN daha sonra insanlardan ve cinlerden yardım istemeleri
daha sonra on süre, daha sonra ise bir süre getirmeleri şeklinde gerçekleşiyor.
Fakat müşrikler aciz kalıyor.
Peygamber (sav)
'in nübüvvetinin sonlarına doğru Müseyleme, Seca, Tüleyha ve Esved-ül Ansi gibi
yalancı peygamberlerde zuhur etmiştir.
Kur’an'ın İcazı
KUR’AN
belagat ve fesahat, nazm-ı acip ve üslubu garip, gaybten haberler, geçmiş
asırları beyan noktasında mucizevidir. KUR’AN' Kerim'de nasih ve mensuh ayetler
vardır. Bazı ayetler hem tilaveten hem de hükmen nesholunmuştur. Bazı ayetler
ise sadece hükmen nesholunmuştur.
Surelerin
başındaki besmele konusunda Hanefiler " Müstakil bir ayettir. Sürenin
cüz'ü değildir. Ayırmak için teberrüken yazılmıştır. Hanbeliler "Fatihanın
başından bir ayettir." derler.
Mezhepler
arasında KUR’AN'ın anlaşılması için tercüme yapılması konusunda ittifak vardır.
Tercümeler bazen kelime kelime, bazen de cümle olarak yapılmıştır.
Tefsir
KUR’AN
ilmi tefsir ve kıraat olarak ikiye ayrılır. Tefsir, müfredat ve el fazı şerh ve
izaha denir; mana ve cümlelere Müteallik olanlara da te'vil denir.
Rivayet ve
nakillere dayanarak yapılan tefsirlere rivayet, rivayet tefsirine dayanarak
ulemanın ayetleri tefsir etmesine ise dirayet tefsiri denir. KUR’AN'dan hüküm
çıkartmak için dirayet tesirine ihtiyaç vardır. Sebeb-i nüzül'e bakıyor, nasih
ve mensuhu dikkate alıyordu. İbni Cerir Taberi'nin tefsiri rivayet tefsiridir.
Fahrettin Razi'nin Tefsir-i Kebir'i ise Dirayet tefsiridir. Sahabeden Raşit
halifeler İbni Mes'ut, İbni Abbas; Tabiinden Mücahit, İkrime, Hasan Basri;
Tebei Tabiinden ise Süfyan b. Uyeyne meşhur tefsircilerdir.
KUR’AN - Kerim
Tefsirlerine Tevrat ve İncil'e ait bilgiler manasına gelen İsrailiyyat
karışmıştır. İsrailiyyat'ın tefsirlere karıştırılması değişik sebeblerle
olmuştur. Batıniler gibi İslam düşmanları tarafından, halkın hoşuna gitmek için
bazı hikayeciler tarafından, Şia, Hariciler gibi batıl siyasi fırkalar
tarafından israiliyyat tefsirlere sokulmuştur. Bu konuda saha bininde KUR’AN'da
geçen Tevrat ve İncil'e ait meseleleri öğrenmek için Ehl-i Kitab-a müracaat
etmeleri de etkili olmuştur.
Kur’an Dinin Esasıdır
İslami
ilimler KUR’AN'ı Kerim'e dayanır. KUR’AN'ı Kerim'de ilahiyat, nübüvvet,
semiyyet, ibadet, adalet ve kıssalar vardır.
KUR’AN'ı Kerim'deki emir ve nehiyler Makasıd-ı Hamse içindir. İslamda
Müsavaat, uhuvvet, hürriyet ve adavet vardır. Dil, din, renk ayrımı olmayıp
insan haklarını en güzel bir şekilde dile getirir.
KUR’AN
VE İLİMLER
İslamda Din Ve İlim Nizaı
Yoktur
KUR’AN
ayetleri müminleri ilme teşvik eder. Kainattaki kanunlardan ziyade eşyanın
perde arkasına dikkatleri çekip tabii ilimlere zımnen temas eder. KUR’AN
ilimler konusunda illiyet prensibinin değil imkan ve ihtimaller üzerinde durur,
atom üzerindeki çalışmalarda bunu kuvvetlendirici mahiyettedir. KUR’AN'ı
Kerim'de dünyanın yaratılışı, rüzgarla vs. aşılamanın yapılması gibi bugün
tespit edilen ilmi gelişmelere delalet eden ayetler vardır.
Kur’an'ı Kerim Mahluk mu ?
Mutezile
mezhebi taaddüdü kudemaya sebep olur ve bu sebeple bir çok insanın şirke
girebileceği endişesinden dolayı KUR’AN'ı Kerim'in mahluk olduğu görüşünü
savunurlar. Mutezile'nin kurucularından Ebu Huzeyl Allaf Abbasi halifesi
Me'muna hocalık yapmıştır. Me'mun ise mutezile alimlerinden olan Ahmet b. Ebu
Duad'ın kışkırtmasıyla KUR’AN'ın mahluk olduğunu bütün İslam alimlerine kabul
ettirmeye çalışmıştır. Çoğu zaman bu konuda İslam alimlerine işkenceler
yapmıştır. Bu konuda sadece Muhammed b. Nun ve Ahmet b. Hanbel direnmiştir. Bu
sebeple Ahmet b. Hanbel çok ağır işkencelere maruz kalmıştır. Bu düşünce
Muttasım ve Vasık zamanında da devam etmiştir. Ehli sünnete göre ise KUR’AN
mana bakımından kadim, lafız bakımından ise mahluktur.
Tahrif İddiaları
KUR’AN'ı
Kerim'in tahrif edildiğini iddia eden çok Müsteşrikler çıkmış fakat dayandıkları
deliller sajlam olmamıştır. Bu deliller özellikle nasih ve mensuh konusunda ve
KUR’AN'ın cem edilmesi konusunda olmuştur. Peygamber Efendimizin (sav) KUR’AN'ı
Ehli Kitaptan, Rum köleden, demirci köleden aldığını iddia edenlerde çıkmıştır.
Avrupa'da gerek devlet adamları gerekse edebiyatçı ve filozoflar İslamiyeti
kötülemekle beraber Prens Bismark, Tolstoy, Goethe gibi metheden insanlarda
çıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder